2002 Türkiye’de kadının toplumdaki yerinin
alaşağı edilmeye başlamasının tarihidir aslında. Bugün AKP’li kadınlar
Başbakan’ın eşine hakaret ediliyor diye sokaklara döküldüler. Aynı kadınları
bir TV programının sunuculuğunu yaparken dekoltesi var diye işten atılan Gözde
Kansu için de sokaklarda görmek isterdik. Hani kadınız ya, hani toplumdaki
yerimizi güçlendirmeye çalışıyoruz, hani temsil yetkisi kazanmak istiyoruz,
hani rahat rahat türbanımızla meclise girebiliyoruz ve bu duruma muhalif tek
bir ses duymuyoruz vs vs. Bunlar adına, bu direniş adına o kadınlarımızı dün
tecavüz mağduru 17 yaşındaki kızın davasının sonucunda olan tahliyeleri
protesto etmek için sokaklar da görmek isterdik. Yoktular… Görmek isterdik
cumartesi anneleriyle sokakta. Ve Gezi’de tekmelenirken bir kadın , bu yüksek sesinizi duymak isterdik… İsterdik ki
dünyanın herhangi bir noktasında bir kadın hakkı için sokaktaysa, aynı duyguyu
yüreğinizde taşıyabilin. İsterdik ki çalışma saatlerinin azaltılmasının
ardındaki sırrı çözün. Neden 3 çocuk diye bir sorgulayın. Elinizde pankartlar
görmek güzeldi. Sadece bir görüntü olarak evet güzeldi. Ama içi boştu. Sanki
siz bağırmıyordunuz. Bir şey eksikti sesinizde, görüntünüzde, yüzünüzde...
Samimiyetsizdi. Muhafazakar zenginlerin
sevgili eşleri artık trafikte lüks arabalara biniyor olmanız sizi tatmin
ediyorsa diyecek yok. Ama bağdaşmıyor bir şeyler eksik, böyle ufak ama önemli,
bir şey işte, bir yapbozun eksik parçası gibi değerli… Düşün, düşün… Buldum!
Taşıdığınız dövizlerde emeğiniz yok . Ve iyi bilirsiniz ki emeksiz yemek
olmuyor ve yine iyi bilirsiniz ki sizi diğer bir kadından başka anlayacak tek
bir varlık yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder