2002 Türkiye’de kadının toplumdaki yerinin
alaşağı edilmeye başlamasının tarihidir aslında. Bugün AKP’li kadınlar
Başbakan’ın eşine hakaret ediliyor diye sokaklara döküldüler. Aynı kadınları
bir TV programının sunuculuğunu yaparken dekoltesi var diye işten atılan Gözde
Kansu için de sokaklarda görmek isterdik. Hani kadınız ya, hani toplumdaki
yerimizi güçlendirmeye çalışıyoruz, hani temsil yetkisi kazanmak istiyoruz,
hani rahat rahat türbanımızla meclise girebiliyoruz ve bu duruma muhalif tek
bir ses duymuyoruz vs vs. Bunlar adına, bu direniş adına o kadınlarımızı dün
tecavüz mağduru 17 yaşındaki kızın davasının sonucunda olan tahliyeleri
protesto etmek için sokaklar da görmek isterdik. Yoktular… Görmek isterdik
cumartesi anneleriyle sokakta. Ve Gezi’de tekmelenirken bir kadın , bu yüksek sesinizi duymak isterdik… İsterdik ki
dünyanın herhangi bir noktasında bir kadın hakkı için sokaktaysa, aynı duyguyu
yüreğinizde taşıyabilin. İsterdik ki çalışma saatlerinin azaltılmasının
ardındaki sırrı çözün. Neden 3 çocuk diye bir sorgulayın. Elinizde pankartlar
görmek güzeldi. Sadece bir görüntü olarak evet güzeldi. Ama içi boştu. Sanki
siz bağırmıyordunuz. Bir şey eksikti sesinizde, görüntünüzde, yüzünüzde...
Samimiyetsizdi. Muhafazakar zenginlerin
sevgili eşleri artık trafikte lüks arabalara biniyor olmanız sizi tatmin
ediyorsa diyecek yok. Ama bağdaşmıyor bir şeyler eksik, böyle ufak ama önemli,
bir şey işte, bir yapbozun eksik parçası gibi değerli… Düşün, düşün… Buldum!
Taşıdığınız dövizlerde emeğiniz yok . Ve iyi bilirsiniz ki emeksiz yemek
olmuyor ve yine iyi bilirsiniz ki sizi diğer bir kadından başka anlayacak tek
bir varlık yok.
28 Kasım 2013 Perşembe
22 Kasım 2013 Cuma
#BarısAtayYalnızDeğildir
Gezi
eylemlerinin Türkiye’de halk üzerinde uyandırdığı bilinç tartışılmaz. Artık
insanlar sokağa bir hak talebi için çıktığında nerelere kadar
ulaşabileceklerinin farkındalar. Gezi bir ruhu uyandırdı. Ulusal basın bu ruhu
göstermekte her ne kadar başarısız olduysa da, uluslararası haber ajanslarında
büyük yankı buldu. Demek ki sınır ötesine, okyanus ötesine ulaşmak artık
imkânsız değil. Bir haksızlık varsa buna dünyanın her yerinden insanlar tepki
gösterebiliyor. Türkiye’de gezi ruhuna
en çok sahip çıkanlar arasında sanatçılar vardı. Bunların arasında bir isim
vardı ki gerek gezi eylemlerin en ön
sıralarında dik bir duruş duruşuyla gerek sosyal medya üzerinden yaptığı
paylaşımlarıyla cesaret örneği gösterdi. O isim dizi oyuncusu Barış Atay.
Facebook ve twitter hesaplarının hükümet tarafından sıkı bir biçimde
denetlendiği artık aşikar. Barış Atay’da hesabı takip edilenler arasında olacak
ki bugün bir bağlantısı olmadığı halde Red Hack örgütü içinde olduğu
gerekçesiyle gözaltına alındı. Red Hack’ten konuya ilişkin hemen bir açıklama
geldi. Sözcü yapılanın adaletsiz olduğunu ve hükümetin kendilerine ulaşamayınca
suçsuz insanlara saldırdığını belirtti.
Barış Atay’a sahip çıkıyoruz. Ve tek bir muhalif sese tahammül edemeyen
hükümeti kınıyoruz. Özel alana saygı istiyoruz. Hiçbir hükümet bu denli
eleştiriye kapalı ve bu denli saldırgan olmamıştır. Barış Atay sanatçı toplumun
aynasıdır bilincinden hareketle paylaşım yapmıştır. Hükümetin sade insanlara
karşı uyguladığı bu adaletsiz yaklaşım karşılıksız kalmayacaktır. Elbet tarih
bunlardan da hesap soracaktır.
21 Kasım 2013 Perşembe
Erdoğan'a Pis Yedili Darbesi!
Başbakan Erdoğan
dizilerin tekrarı sırasında konuk olduğu televizyon programında izlenme rekoru
kıramadı. Hatta doktorlar dizisi
tekrarının rating oranını geçemeyen Başbakan’ın katıldığı program sıralamada
gerilere düştü.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)